Gebelikte vücuttaki değişimler 9 ay boyunca süren bir serüvendir. Bu dönemde vücutta birçok değişiklik meydana gelir. Hatta hiç maruz kalmadığınız değişimlere maruz kalırsınız.
Gebelikte yaşanan bazı değişiklikler; kilo alma, ayak ve yüzün şişmesi, ciltte görülen değişimler, ruhsal değişimler gibi birçok değişiklik yaşanmaktadır.
Yumurta ile spermin birleşmesiyle oluşan zigot hücresi, döllenmeyi takip eden 6-7. Günlerde embriyo halini alıp rahime tutunur. Bu işlemler birbirini takip ederek fetüsü oluşturur. Embriyo gelişim sürecinde ilk günden itibaren hormonlar sentezler ve vücuttaki değişimler de böylece başlamış olur.
Bu süreçte yaşayacağınız değişikliklere karşı zor bir süreç geçirmemek adına planlı bir gebelik yaşamanız önemlidir.
Uterus 70 gr ağırlındadır. Hacmi ise 10 ml veya altındadır. Hamileliğin sonunca ise 1000 gr ağırlığına ve 5-7 litre hacme ulaşır. Yani gebelik öncesine göre gebeliğin sonuna doğru rahim kapasitesi 500-1000 kat artacaktır.
Gebelik süresince akıntı da artma olur hatta gebeliğin son döneminde daha da artabilir. Bu akıntı koyu kıvamlı ve beyaz renktedir. Kendine özgü bir kokusu vardır. Ancak kötü kokulu veya renginde değişim varsa enfeksiyon olma ihtimali yüksektir ve lütfen bu konuda doktorunuza danışınız.
Gebelik döneminde kadın dış üreme organlarında damarlanma artar ve rahim baskısı da artacağından varis olma olasılığı artmaktadır. Deride oluşacak olan renk koyulaşması bu bölgede de görülebilir. Doğum sonrası geçecektir.
Gebelik süresinde yumurtlama gerçekleşmez. Ancak en son yumurtlamadan kalan kese östrojen ve progesteron hormonu salgılamaya devem eder. Bu hormonların salınımı gebeliğin devem edebilmesi için gerekli olup gebeliğin ilk 3 ayı boyunca devam eder. Üçüncü aydan sonra hormon salgılama görevini plasenta üstlenir.
Gebelik süresinde kan miktarı ve kanın çalışması artar. Bu nedenler kalp ritminde artış gözlenebilir. Kanamayı önlemek için pıhtılaşama mekanizmaları da hızlanır. Gebelikte hücre aralarında biriken sıvının toplanmasıyla oluşan ödem gebeliğin sonlarına doğru bacaklarda gözle görülür. Doğum sonrası, biriken bu sıvılar böbrekler ile atılır.
Vücudun artan oksijen ihtiyacını karşılamak için progesteron hormonu sayesinde solunum sayısı artar. Sık sık soluk alıp verme ve bazen de solunum sıkıntısı görülebilir. Ayrıca gebeliğin son üç ayında bebeğin daha da büyümesiyle büyüyen rahmin diyafragmaya olan baskısı artabilir. Bu durum solunum sıkıntısı yaratabilir.
Gebelikte vücuttaki kan miktarı ve atılacak madde miktarı arttığı için böbrekler fazla çalışır. Ayrıca büyüyen rahmin idrar torbasına baskı yapması sonucunda sık sık idrara çıkma ihtiyacı duyulur. Gebeliğin ilk ve son üç ayında idrar yapma sıklığı artmaktadır.
Gebelik süresinde bebeğin ağırlığı ve rahim nedeniyle vücut ağırlık merkezinin değişmesi sonucunda bel ve sırt ağrıları yaşayabilirsiniz.
Gebelik süresince memeler büyür ve hassaslaşır. Birde biliyoruz ki ciltteki koyulaşma memelerde de meme ucunda gözlemlenir. Süt bezleri ve süt kanalları gelişir.
Sevgiyle ve mutlulukla kalın…